Bu hafta “SEN DE YAZ” bölümünde Sayın Ayşenür Çamaltı’nın “Özgür Çocuk mu, Sorumsuz Çocuk mu?” yazısını paylaşıyoruz.
Ayşenur hanım toplumsal alanlarda görülen problemlerle ilgili bir yazı kaleme aldı. Belki de hepimizin yaşadığı problemlerden.. Öz güven sahibi olsun istediğimiz çocuklar “başkalarının haklarına” saygılı olmayı öğrenmeden öz güven sahibi olurlarsa, bu durum nelere sebep olur düşünmemiz gerekir.
Apartman kuralları, okul kuralları, piknik alanı kuralları, sinema kuralları, tiyatro kuralları vs. vs. Kurallar başkalarının haklarına saygılı olma konusunda bize yardımcıdır aslında.. Kural sevmeyenler ise “özgürüm” bahanesi ile kendilerini savunma derdinde.. Başkalarını rahatsız eden özgürlük özgürlük müdür aslında? Evet yaşamak herkesin hakkıdır.
Belki de en büyük sorunumuz “saygı” kavramını bilmeyişimizdendir. Saygı düzenin anahtarıdır diyor Atatürk. Sorumluluk seviyesi yüksek insanlar ise saygı konusunda uzmanlaşmış insanlardır. Değerler eğitimine karşı çıkan insanların toplumdaki sorunlara uzak yaşadıkları aşikardır. Çocuk eğitiminde makas, kalem, çalışma kağıdı vb. eğitim materyallerine yoğunlaşırken; maalesef sevgi, saygı, arkadaşlık, sorumluluk, hoşgörü kavramlarını unutmuş haldeyiz.
Bebekler dünyaya geldiklerinde beyin gelişimi henüz tamamlanmamıştır. Beyin gelişiminin çok büyük bir kısmı ilk 6 yılda tamamlanır. Hayatları boyunca edindikleri tüm davranış biçimlerinin %70 ini 0-6 yaş döneminde kazanırlar. Bu sebepten bu yaş aralığı çok önemlidir.
İstendik davranışları kazandırmada geç kalırsak neler olabilir, düşünmemiz gereken bir konudur. Şimdi sözü Sayın Ayşenur Çamaltı’ya bırakıyoruz.
Özgür Çocuk mu, Sorumsuz Çocuk mu?
Pek sevdiğim, çok tatlı bir arkadaşım geçenlerde başından geçen ve canını sıkan :( bir olay anlattı. Bir grup aile misafirliğe gelmiş, çocukları her yeri kırıp dökmüş, tuvaleti berbat bir durumda bırakmışlar ama anneler müdahale etmemiş ya da böyle yapmaman gerekirdi deyip geçiştirmiş. Diyor ki; evet günümüz anneleri çok kitap okuyor,çocuklarını özgür bireyler olarak yetiştirmek namına çocuklarına müdahale etmiyorlar. Peki bu durum sahiden böyle mi olmalı? Acaba şöyle biraz uzaktan bakınca, özgür çocuklar yetiştirelim derken sorumsuz çocuklar da yetiştiriyor olabilir miyiz?