Ah Canım Ramazan
Canım Ramazan ,işte eşyalarını topladı gidiyor.Bayrama kavuşacak olmanın heyecanı olmasa,gönlümüz iyice buruklaşırdı herhalde ardından . İlk oruç tuttuğum Ramazandan hesaplarsam, tam 23 Ramazan uğurlamışım tadı damağımda kalan .
Ama son bir kaç yıldır Ramazan giderken ardından yalvarasım geliyor adeta “ne oluuuuur biraz daha kal ” diye.
Çünkü son bir kaç yıldır , bir başka Ramazan’lar bizim evde , hasretle bekliyoruz önce çoluk çocuk , sonra mütavazi bir şekilde evimizi süslüyoruz , bu ayın diğer aylardan farklı olduğunu her yönüyle hissedebilelim diye . Ramazan’da oynayacağımız oyunları , gezilecek mekanları kafamda bir bir planlıyorum , istiyorum ki öyle bir Ramazan yaşasınlar ki , hiç unutamasınlar .
Tadı öyle damaklarında kalsın ki ,öbür Ramazan’a kavuşmayı,Mecnun’un Leyla’ya kavuşmasını bekler gibi beklesinler.
Ah Canım Ramazan
Çocuklarım henüz küçüktü , bir Ramazan akşamıydı ve parktaydık , bir çocuk arkadaşına “Oğlum,Ramazan’a bayılıyorum yaa , sahura kadar parkta oynayabiliyoruz düşünsene” derken kulak misafiri olmuştum ve o an, o çocuktan hayatımın Ramazan dersini almıştım .
Ramazan’da aç durmak ,susuz kalmak aslında en kolayı. Zor olan Ramazan’ı çocuklarına sevdirebilmek,Ramazan giderken kakaolu kek hamurunu kaşıkla sıyırır gibi “off hemen de bitiyor” diye hissettirebilmek. Arkadaşlarına “Oooo bir şey olmaz canıııım!Annem ,babam Ramazan ‘da hiç kızmıyorlar ki,oruçluyken kızılmazmış çünkü” diye söylettirebilecek kadar mütebbesim çehreli olabilmek , ekstra eksra yapılan yaramazlıklarda bile sakin kalabilmek , ne kadar yorgun olsak , oruç başımıza vurmuş olsa da , en güzel oyunları oynayabilmek hani tabiri caizse bana
Ramazan senin için ne ifade ediyor deseniz “Öfke kontrolü ve her daim enerjik olmak ,hımm bir de yanaklarının ağrımasına sebep olacak kadar çok gülümsemek* ” derdim.
Kendi adıma bunu ne kadar başarabildim bu Ramazan, bilemiyorum . Ama elimden geleni yapmaya çalıştım diyebilirim.Susuzluktan dilim dışarı düşmüşken bile her daim parka gittik , insanlar cami cami gezerken ( ki camiye gidip teravih kılmayı nasıl özledim anlatamam )biz de sahura kadar park park gezdik . İftara yalnız çocukların davet edildiği ve en güzel sofraların onlar için kurulduğu ( hatta gelen çocuklardan birinin “aaa büyükler gibi masada mı oturacağız?” demesine sebep olan ) parti havasında çocuk iftarlarlarımız oldu.
En çok bu ay hediyeler aldık,hediyeler verdik . Tüm bunları yaparken “Amaaan ne gerek var canım bunlara , bize böyle şeyler mi yaptılar , ama bak tutuyoruz orucumuzu işte” diyenler de oldu elbet , lakin sinirimizi bozamadılar efendim ;)
Çünkü Ramazan ! Çünkü Müslüman’ın güzelliği dilinin tatlılığındadır.(Hadis-i Şerif) Ama taaaa yıllar öncesinden Hz.Ali’nin cevabıyla gülümseyerek cevapladık onları “Çocuklarınızı kendi zamanınıza göre değil,onların zamanına göre yetiştirin!” Malum bu zamanın çocukları her şeyi bir çeşit kutlamaya dönüştürmeye bayılıyor , öyleyse Ramazan tam bir kutlama ayı ;)
Bence okul öncesi dönem çocuklara dini bilgilerin uygulatıldığı değil de , dini onlara sevdirebileceğimiz en güzel dönem . Hani derler ya 0-6 yaş döneminde çocukların kişiliği oluşuyor , işte büyüyünce ne kadar hatırlayamacak olsalar da hayatlarının en önemli Ramazan’ları aslında tam da bu Ramazan’lar . Ramazan’ ı öyle bir yoğurmalıyız ki , iyice hamurlarına karışmalı.
Şurda bir kaç gün kalmış Ramazan’ın arkasından el sallamamıza . Şunu da yapalım,bunu da yapalım dediğim onca şey canımı sıkarken , inşallah seneye de Ramazan’a kavuşabilirsek, elimde uzuuuun bir yapılacaklar listesi olsa da , bu durum bir yandan da yüzümü güldürüyor , “Ah!” diyorum “Yaa ne güzel! Ramazan’lar yetmiyor artık bize , doyamıyoruz Ramazan’a.”
Ne olur Allah’ım çocuklarım da hiç doyamasınlar Ramazan’a :)
*Gülümsemek sadakadır. (Hadis-i Şerif)