BİR TEKERLEK HİKAYESİ
Merhaba sevgili KIRTKIRTLA ailesi..
Bugün size bir dönüşüm hikayesi anlatacağım. Öyle bir hikaye düşününki “İnsan yeter ki istesin.” cinsinden şaşırtacak bir hikaye.. Hadi başlayalım o vakit :)
Biz okul öncesi öğretmenlerinden sık sık duyarsınız “ARTIK MATERYAL” sözcüğünü .. Artık materyal isminden de anlaşılacağı gibi artık amacına hizmet edemeyecek durumdaki nesnelerdir. Belki atılacak, artık işe yaramayan nesneler.. Örneklendirelim; mesela yırtık bir çorap, bir şampuan kutusu, kırık bir tabak, eski bir elbise, hazır gıda ambalajları vb. Bu örneklere tekerlek yazmayı unuttum. Konuyu tekerleğe bağlayacaktım aslında :) Neyse konu tekerleğe bağlandı herhalde ;)
Geri dönüşüm okul öncesinin olmazsa olmazıdır. Tüketiciliğin fena halde artıp, üreticiliğin de fena halde azaldığı bir dönemde bizler çocuklara “ATMA DÖNÜŞTÜR” mesajını yaşayarak göstermeye çalışıyoruz. Hem maliyet olarak ucuz hem de kendi yapıtını ortaya çıkaran birine mutluluğu tattıran bir durum yaşanıyor. Bence oldukça keyif verici!
Neyse efendim gelelim bizim tekerleğin hikayesine..
” Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur zaman içinde eşyalar kullanılıp çöplere atılırken, satın almak üretmekten daha keyif verirken artık sahibinin işine yaramayan bir tekerlek varmış. Tekerlek deponun bir köşesinde mutsuz mutsuz yaşıyor, çöpe atılacağı günü üzüntüyle bekleyip duruyormuş. “Acaba çöpe atılmak nasıl bir duygudur?” diye düşünüyor, çöpe atılan eşya arkadaşlarını düşünerek empati yapmaya çalışıyormuş.
Bir gün kapı açılmış ve beklenen gün gelmiş. Tekerleğin sahibi tekerleği tutmuş, birlikte depodan ayrılmışlar. “Evet evet artık çöpe atılma günüm geldi. Çok korkuyorum.” düşüncesinde üzüntüyle etrafı izliyormuş. Bu sırada daha fazla üzülmemek için gözlerini kapatmış, sadece sesleri duymak istemiş.
Sahibi onu yere bırakmış. “Sanırım artık çöpteyim.” diye geçirmiş içinden ve cesaretini toplayıp gözlerini yavaşça açmış. Aaaa o da nesi?
Burası çöp değil!
Sonra sesler duymaya başlamış. Sahibi kolaylıklar dileyerek oradan ayrılmış. Artık yeni bir yuvası ve yeni bir sahibi varmış. Burası bir ev ya da bir tekerlek tamircisi değil, bir okulmuş. Şeyma Öğretmen adında bir öğretmen varmış ve tekerleğin yeni sahibi olmuş ama tekerlek olanları anlamakta zorluk çekiyormuş. Şeyma Öğretmen eski bir tekerleği ne yapacakmış ki?
Bir müddet sonra Şeyma Öğretmenin elinde boya ve fırçalarla kendisine doğru yaklaştığını görmüş. Yeni sahibi ne planlıyor, neler yapmak istiyormuş?
Tekerlek merakla olup bitenleri izlemeye başlamış. Yeni sahibi eski tekerleyi bir güzel boyamış. Tekerlek artık siyah değil sarı renkteymiş. Bizim tekerlek başına neler geleceğini bilmediği için önce biraz korkmuş ama yenilenmek, değişmek hoşuna gitmiş. Artık eski değil yeni görünüyormuş.
Bundan böyle burada sarı bir tekerlek olarak yaşayacağını düşündüğü anda Şeyma Öğretmen sarı renge boyanmış bir odun parçasıyla yanına gelmiş ve odunla tekerleği birleştirmiş. “Ooo bir arkadaşım da oldu. Bu harika!” demiş.
Bu sırada kahverengi boya ile tekerlek ve odunun üzerine benekler yapmaya başlamış. Bununla kalmamış, bir de oduna yüz yapmış. Tekerlek ve odun artık birlikte zürafa olmuşlar. Tekerlek garip duygular hissetmeye başlamış önce.. “Acaba eski halim daha mı iyiydi?” demiş demesine ama çöpe gitmekten daha iyi bir durumda olduğunu düşünüp mutlu olmuş. O sırada koşarak yanlarına gelen minik öğrenciler görmüş. Sıraya girip tek tek tekerleğin yani zürafanın sırtına biniyorlarmış. Meğer Şeyma Öğretmen tekerleği zürafaya dönüştürerek öğrencileri için harika bir oyuncak hazırlamış. Tekerlek çocukların mutluluğunu görünce öyle sevinmiş ki sevinçten ne yapacağını bilememiş. Hatta mutluluktan gözünden yaş bile gelmiş. Depoda beklerken çok mutsuz olan tekerlek artık işe yaramasını sağladığı için Şeyma Öğretmene teşekkür etmiş ve bu iyiliği hiç bir zaman unutmamış…
Sultan YİĞİTER “
Evet hikayemiz tam da yukarıda anlatıldığı gibi.. Köy okulunda imkanlar çok kısıtlı demeyeceğim çünkü çoğu zaman yok.. Bense imkansızlıklar arasında kendime sık sık sorduğum “N’apabilirim?” sorusuyla üretmeye gayret ettim.
Biraz çaba, biraz arayış, biraz üretkenlik derken bir bakmışsınız harika dönüşümler çıkmış ortaya. Köy yerinde parkı olmayan, hayvanat bahçesi gibi yerleri ziyaret edip zürafa göremeyen çocuklarımın mutluluğunun, bunun yanında dönüştürme konusundaki farkındalığın verdiği haz anlatılmaz, yaşanır.
Ben yapılabilirliği, üretilebilirliği, neden olmasıncılığı, dönüştürebilirliği, mutluluğu paylaşmak istedim.
Şimdi farklı sitelerden bulduğum tekerlek dönüşüm fotoğraflarını sunuyorum. Belki mutsuz bir tekerlek vardır etrafınızda sevindirilmeyi bekleyen .. :)
Dönüştüreceğiniz bütün artık materyalleri bizimle paylaşabileceğinizi unutmayın lütfen.
Başka bir paylaşımda görüşmek üzere..