Genç kadın, çocuğunu okula götürüyordu, malum karne günüydü.Zaten o gün tüm veliler çocuklarını okula kendileri götürürdü.O da öyle yaptı herkes gibi, evladının terleyen elini sıkı sıkıya tutarak, kendi yüreğinin pıt pıtları evladının kilere karışarak.
Yollar karlıydı, rüzgarın uğultusu, botlarından çıkan gırc gırc sesine karışıyordu. Sessizliği çocuk bozdu “anne, hani şimdi karne alacağız ya, karne çok mu önemli?
Annesi bir an durdu, doğru kelimeleri seçmeye çalıştı.O sırada çocuk devam etti “Kaan’ın annesi, hele karnende bi düşük olsun, görürsün o zaman demiş. ”
Annesi buruk bi şekilde gülümsedi. “Yani karne önemli ama o kadar da değil, yani hayatta karneden çok daha önemli şeyler var. “
Bir süre daha yürüdüler.Çocuk yine sordu “ozaman neden bütün anneler karne günü okula geliyor, karneleri iyi olanlara anneleri sarılıyor.Karnelerinde kötü olanların sarılmayıp sadece başını okşuyorlar?
” Genç kadın şaşırdı.Böyle bir şeyi hiç fark etmemişti ama işte bazen o çocuk anlamaz dediğimiz küçücük yürekler neleri farkedebiliyordu.
Anne bir anlık tereddütten sonra durdu.Oğlunun göz hizasına kadar eğilip taa gözlerinin içine sanki gözlerinden yüreğine bakar gibi konuştu .
“Canım oğlum, sen benim için çok önemlisin.Karnen iyi de olsa önemlisin, kötü de. Çünkü sen benim oğlumsun ve sana olan sevgimi alt üstü bir kağıt değiştiremez”.
Oğluna sımsıkı sarıldı sonra ekledi, canın istemiyorsa karneni almaya daha sonra gidebiliriz.Aslında, geç kadın oğlunun vereceği cevabı biliyordu. Az önceki sözlerinde ne kadar samimi olduğunu göstermek için böyle sormak istemişti.
Rüzgar oğlunun saçlarını tatlı tatlı dalgalandırırken, güzel oğlu güneş gibi gülümseyerek ;
” Aslında karnemi ben de çok merak ediyorum, gidip alalım “dedi.
Hepimiz muhteşem karneleri olan, muhteşem çocuklar yetiştirmek istiyoruz ama ısrarla gözümüzün önünde duran ve her şeyiyle zaten mükemmel olan çocuğumuzu görmüyoruz.
Derslerde alacağı notlarının ne kadar önemli olduğunun sürekli altını çizerken, hayattaki asıl başarının, ahlaklı, vicdanlı, fedakar, empati kurabilen, dürüst, mutlu bir insan olmayı becerebilmek olduğunun altını çizmeyi unutuyoruz.
Halbuki hayatın sırrı insan olabilmekte saklıdır, atomlarda veya rakamlarda değil!
Ayşenur ÇAMALTI
Matematik Öğretmeni