Teknoloji çağındayız ve malesef insanlar kendilerini daha çok geliştirebilmek için okumak yerine izlemeyi tercih ediyorlar çoğunca. Kimi zaman da, yorgun geldiğimiz evimizde hem dinlenme, dinlenirken de bir şeyler öğrenmek istiyoruz. Bazen de, sadece keyifli bir vakit geçirmek istiyoruz.Herkesin sebepleri kendine göre değişse de, izlendiğinde herkesin özellikle de öğretmenlerin pek hoşuna gidecek, tabiri caizse benim bayıldığım filmleri sizler için toparladım ve bir liste oluşturdum.Buyrun o zaman;
1. The Ron Clark Story – Zafer Benim
“Asla pişmanlık duymayacağınız şekilde yaşayın.”
Açıkcası izlediğim filmler arasında gönlümde taht kuran filmlerden biridir. Film, gerçek yaşam eğitimcisi Ron Clark’a dayanıyor. Küçük memleketini, öğrencileriyle sıkıntı yaşadığı New York City devlet okulunda öğretmenlik yapmak için terk eden idealist bir öğretmenin hikayesini izler. Evet, filmde konusu edinlen öğretmen Ron Clark’ı sonradan google amcadan araştırmıştım. (O kadar etkilenmişim yani) Şimdilerde kendi adıyla kurduğu bir eğitim kurumu var. Oldukça sıradışı, instagramdan takip ederseniz, kendiniz farkedersiniz zaten. Film boyunca Ron Clark’ın sıradışı eğitim tekniklerine ve bu bizim tabirimizle “Bu çocuklar adam olmaz!” diyeceğimiz bir sınıfın öğrencilerini nasıl güzelleştirdiğini göreceksiniz. En beğendiğim sahne ise, ders dinletebilmek için Ron Clark’ın kutularca süt içmek zorunda kalmasıydı.
2. 3 İdiot – 3 Aptal
“Köyümüzde yaşlı bir bekçi vardı gece devriyesinde, Herşey yolunda diye bağırırdı. Ve huzur içinde uyurduk.
Sonra bir hırsızlık oldu ve biz öğrendik ki O geceleri göremiyormuş! Sadece “her şey yolunda” diye bağırıyormuş,
ve biz kendimizi güvende hissediyorduk. O gün anladım ki bu kalp kolayca korkabiliyor. Onu kandırman gerekiyor.
Ancak büyük bir sorun varsa kalbine, ‘Her şey yolunda, dostum’ dersen..
– Bu sorunu çözer mi?
Hayır ama sen sorunla yüzleşmek için cesaretlenebilirsin.”
Hala izlemeyen var mı ki? Bence yoktur ama belki bir yerlerde hala izlememiş bir öğretmen vardır diye, ve tabi ki bir Aamir Khan baş yapıtı olarak listeye almasak ayıp olurdu diye mecburen yazıyorum. Sınavların hayatta her şey olmadığı, sınavlarda başarılı olamayan çocukların da içinde aslında ne cevherler olabileceğini veya bizim kendi isteklerimiz doğrultusunda yetiştirmeye çalıştığımız çocukların özgür bırakıldığında neler yapabildiğini, öğrendiklerimizi teorik olarak değil de, hayatta uygulayarak öğrenmemiz gerektiğini sanırım en güzel, en eğlenceli şekilde anlatan bir başyapıt. 3 İdiot’tan bahsetmişken “Yerdeki Yıldızlar” filminden de bahsetmesek olmaz, hala izlemeyen varsa diye ;)
3. Patch Adams
“Bir hastalığı tedavi ettiğinde, kazanabilir ya da kaybedebilirsin. Ama bir insanı tedavi ettiğinde, sana garanti veriyorum, sonuç ne olursa olsun kazanacaksın.”
Üniversiteye hazırlanan tanıdıklarınız varsa ve meslek seçimi yapmakta zorlanıyorlarsa birlikte izleyebileceğiniz bir film. Muhtemelen filmden sonra artık seçimlerini yapmış, mutlu huzurlu ve acayip gaza gelmiş bireyler olacaklar. Filmde bir doktorun hastalarına sıra dışı davranışları konu edinilmiş. Her şeyin teorik olarak uygulandığı ülkemizde, doktorların çoğunun karşısındaki hastanın insan olduğunu unutup, bir materyal gibi davrandığını düşünürsek, teorinin arasına sıkışmış hayatlarımızın arasında bazı şeylerin asla atlanılmaması gerektiğini çok güzel anlatmış bir film.
4. Wonder – Mucize
“Kötülerin yaptığı şeylerle baş etmeyi öğrenmek için,iyilerin psikoloğa gitmesi gerektiği tepetaklak bir dünyada yaşıyoruz.”
Auggie Pullman yaşıtı diğer çocuklardan biraz farklıdır. Çünkü yüzünde ciddi bir deformasyon vardır. Auggie diğer çocuklarla sıradan bir okula giderek, sıradan bir çocuk olduğunu kanıtlamaya çalışır. Çünkü esas güzellik derinin altında, içeride saklıdır. Biz öğretmenler olarak, farklılıklara en iyi saygı duyması gerekenler biziz, çünkü biz saygı duymalıyız ki yetişen bir nesil bizim eserimiz olsun. Sosyal medyada paylaşım yaparken herkes farkındalık sahibi ama iş gerçek hayata gelince pek de öyle olmuyor malesef. Örneğin evet okula gitsinler, ama benim çocuğumun okuluna değil diye geçiriyorsak hala içimizden, daha kat etmemiz gereken kilometrelerce yol var.
5. Beyond the Blackboard / Ders Tahtasının Ötesi (2011)
Önyargıları aşabilmek ve hayatlara dokunabilmek üzerine şahane bir film. Terapi etkisi yapan önemli sahneleri var..
Bazen bir film izlersiniz, bir hikaye dinlersiniz, işte bu hikaye büyük bir hayat dersi diye düşünürsünüz. Stacey Bess’in hikayesi böyle bir hikaye. Yaşanmış bir hikayeden uyarlanan filmde; 24 yaşındaki çiçeği burnunda öğretmen Stacey, her ne kadar bazı korkular ve ön yargılarla ilk dersine girse de, bir sığınma evinde, evsizlerden oluşan öğrencilerinin yaşamında büyük farklar yaratacaktır.
https://www.kirtkirtla.com/dogayi-koru-matematigi-sev/